10 Temmuz 1979 *
Paris
“Sanırım gücümüzü bulduk baba.
Zorlu bir yol olacak ama sonunda her şey düzelecek. Fakat biliyorsunuz O’nun
eğitilmesi lazım.”
Yohan’ın eğitilmesi gerektiğini
söylüyordu Casca fakat Harm ve Hylar’ın sıkıntılı gözüktüklerini fark etti
Selim.
“Biz eğitebiliriz Harm yani..
sorun değil benim için.”
“Biliyorum biliyorum fakat
Casca’nın uzun zamandır düşündüğü bir plan vardı yani İmparatorluğu yeniden canlandırmak
için. O Yohan’ı size veya bize emanet etmeyi düşünmüyor.”
“O’nu irreligiosoya bırakmayı
düşünmüyorsunuz herhalde? Hadi bıraktınız diyelim ona göz kulak olacak biri
lazım bunu nasıl yapacaksınız?”
O sırada gözler Harm’a döndü.
Harm biraz da çekinerek konuşmaya başladı.
“Aslında.. biz.. seni
düşünmüştük Selim. Yani sonuçta hayalet
sayılırsın ama merak etme Casca da aralarına girecek. Böylece Vicino’yu
bırakmak zorunda kalmayacaksın. Sadece biraz yoğunluğun artacak. Tabi ondan da
önce ölmeniz gerekiyor.”
Casca burada araya girdi.
“Yani demek istediği sahte
ölümler hazırlayacağız bir araba kazası olacak ayrıca bundan
hoşlanmayabilirsiniz ama ceset bulmamız gerekiyor. Ve biraz da patlayıcı çünkü
tanınmaz hale getirmemiz lazım. “
“Peki bu bizi nasıl öldürmüş
olacak?”
“Kaza biraz ağır olacak ve arama
yapacaklardır cüzdan kimlik gibi şeyler bırakacağız etrafa daha sonra
uğraşmayacaklardır kimlik tespiti için. Zaten kimsemiz olmadığını da fark
edeceklerdir. Ayrıca plakaya zarar getirmemeye çalışacağız oradan da
ulaşabileceklerini umuyoruz. En kötü ihtimal haberi biz yayacağız. Sonuçta yeni
kimliklerimizi hazırlamanın vakti geldi.”
***
25 Ağustos 1979 * Amsterdam
“Demek bu çocuk çok özel.. tamam
onu kabul ettik diyelim fakat sizi alamayız.”
Casca ve Selim’in düşündüğünden
daha zor olmuştu ikna işi. Kimle konuştuklarını bile bilmiyorlardı sadece
Amsterdam’daki eğitim merkezinin adresini bulabilmişlerdi.
“Bakın efendim kaybedecek hiçbir
şeyimiz yok, sizin için savaşırız hatta ölüme kadar. Fakat ona zarar
gelmeyeceğini bilmeliyim. İrreligioso’ya güveniyoruz ve size sığınmak
istiyoruz, lütfen bizi kabul edin.”
Casca ikna etmeye çalışıyordu
ancak gergin bir bekleyiş vardı. Adamın kimle ne konuştuğunu duymaya
çalışıyordu ancak çok uzaktaydı. Bir süre sonra geri geldi ve kanıt istedi.
“Bu çocuğun özel olduğunu bize
kanıtlamalısın. Madem geleceği okuyabiliyor göster bize bunu.”
“Bu öyle bir şey değil.. kendisi
daha çocuk ve kontrol edemiyor. Anlayacağı yaşa geldiği zaman buna hazır olmasını
istiyorum. Bu yüzden size geldim onu eğitebilmek ve size hizmet edebilmek
için.”
Adam sinirlenmişti ve Casca’nın
kafasına silah dayadı, odadaki diğer kişilerde silahlarını onlara doğru
çevirdiler. Casca cebinden yavaşça kitaptan bir parça çıkardı ve Yohan’a
uzattı.
“Üzgünüm evlat, zorunda olmasam
istemezdim..”
Yohan yaprağı eline aldığı gibi
yine kilitlenmişti fakat odadaki herkes kilitlenmişti. Casca’nın kafasına silah
dayanan adamın boğazını birisi sıkıyordu sanki silahını yere düşürdü ve boğulmamaya
çalışıyordu. Kalınca bir ses duyulmaya başladı odada;
“Kanıt mı istiyorsunuz? Alın
size kanıt!”
Casca onların ölmeye doğru
gittiğini anladı ve hemen Yohan’dan yaprağı aldı. Anında ses kesilmiş ve
odadakiler yere düşmüştü. Herkes şaşkınlık içindeydi. Casca ve Selim de olaya
anlam verememişti. Kabul edilmeyeceklerini düşünmeye başladılar fakat o sırada
karşılarındaki büyük kapı açıldı ve bir ses “İrreligioso’ya hoşgeldiniz, lütfen
devam edin!” diyordu.
“Casca.. bu da neydi böyle..
kitap ve Yohan birleşmemeli. Bu bu çok aşırı bir güç. Hele bir de eğitildikten
sonrasını düşün. Belki başkaları da var Yohan gibi ve bunun dünyaya neler
getireceğini bilemeyiz.”
Casca o sırada karşı çıkamadı
ama Selim ile aynı görüşte değildi. O bu gücü İrreligioso’yu yıkmak için
kullanmak istiyordu. Kapıdan geçtiklerinde her şey değişmişti daha iyi bir
karşılama vardı burada. Artık İrreligioso’dalardı. Artık tek başınalardı fakat
Yohan dışında.
***
08 Eylül 2011 * İzmir
“Yohan.. o gördüğüm en tuhaf çocuklardan
biriydi. Benle aynı özellikleri taşıyordu ama çok daha güçlüydü. Sanki.. sanki
O’nu koruyan birileri var gibi. O kapıdan geçtik ve tüm hayatımız değişmişti.
Hem orada hem Vicino’da kalmak çok zordu. Yine de her şeyi atlattık
diyebilirim.. en azından bazılarımız..”
“Aga bazen seni takip etmek çok
zor oluyor hakikaten..”
Bu sefer çoğu kişi kopmuştu
hikayenin bağlantılarından fakat yine de dinliyorlardı Selim’i, zaten yapacak
çok da işleri olduğu söylenemezdi.
Selim eve geldiğinde Tarık’ın heyecanla
kendisini beklediğini fark etti.