Pazartesi, Ekim 6

*7 - Aşırı Güç

10 Temmuz 1979 * Paris

                “Sanırım gücümüzü bulduk baba. Zorlu bir yol olacak ama sonunda her şey düzelecek. Fakat biliyorsunuz O’nun eğitilmesi lazım.”

                Yohan’ın eğitilmesi gerektiğini söylüyordu Casca fakat Harm ve Hylar’ın sıkıntılı gözüktüklerini fark etti Selim.

                “Biz eğitebiliriz Harm yani.. sorun değil benim için.”

                “Biliyorum biliyorum fakat Casca’nın uzun zamandır düşündüğü bir plan vardı yani İmparatorluğu yeniden canlandırmak için. O Yohan’ı size veya bize emanet etmeyi düşünmüyor.”

                “O’nu irreligiosoya bırakmayı düşünmüyorsunuz herhalde? Hadi bıraktınız diyelim ona göz kulak olacak biri lazım bunu nasıl yapacaksınız?”

                O sırada gözler Harm’a döndü. Harm biraz da çekinerek konuşmaya başladı.

                “Aslında.. biz.. seni düşünmüştük Selim.  Yani sonuçta hayalet sayılırsın ama merak etme Casca da aralarına girecek. Böylece Vicino’yu bırakmak zorunda kalmayacaksın. Sadece biraz yoğunluğun artacak. Tabi ondan da önce ölmeniz gerekiyor.”

                Casca burada araya girdi.

                “Yani demek istediği sahte ölümler hazırlayacağız bir araba kazası olacak ayrıca bundan hoşlanmayabilirsiniz ama ceset bulmamız gerekiyor. Ve biraz da patlayıcı çünkü tanınmaz hale getirmemiz lazım. “

                “Peki bu bizi nasıl öldürmüş olacak?”

                “Kaza biraz ağır olacak ve arama yapacaklardır cüzdan kimlik gibi şeyler bırakacağız etrafa daha sonra uğraşmayacaklardır kimlik tespiti için. Zaten kimsemiz olmadığını da fark edeceklerdir. Ayrıca plakaya zarar getirmemeye çalışacağız oradan da ulaşabileceklerini umuyoruz. En kötü ihtimal haberi biz yayacağız. Sonuçta yeni kimliklerimizi hazırlamanın vakti geldi.”

***

                25 Ağustos 1979 * Amsterdam

                “Demek bu çocuk çok özel.. tamam onu kabul ettik diyelim fakat sizi alamayız.”

                Casca ve Selim’in düşündüğünden daha zor olmuştu ikna işi. Kimle konuştuklarını bile bilmiyorlardı sadece Amsterdam’daki eğitim merkezinin adresini bulabilmişlerdi.

                “Bakın efendim kaybedecek hiçbir şeyimiz yok, sizin için savaşırız hatta ölüme kadar. Fakat ona zarar gelmeyeceğini bilmeliyim. İrreligioso’ya güveniyoruz ve size sığınmak istiyoruz, lütfen bizi kabul edin.”

                Casca ikna etmeye çalışıyordu ancak gergin bir bekleyiş vardı. Adamın kimle ne konuştuğunu duymaya çalışıyordu ancak çok uzaktaydı. Bir süre sonra geri geldi ve kanıt istedi.

                “Bu çocuğun özel olduğunu bize kanıtlamalısın. Madem geleceği okuyabiliyor göster bize bunu.”

                “Bu öyle bir şey değil.. kendisi daha çocuk ve kontrol edemiyor. Anlayacağı yaşa geldiği zaman buna hazır olmasını istiyorum. Bu yüzden size geldim onu eğitebilmek ve size hizmet edebilmek için.”

                Adam sinirlenmişti ve Casca’nın kafasına silah dayadı, odadaki diğer kişilerde silahlarını onlara doğru çevirdiler. Casca cebinden yavaşça kitaptan bir parça çıkardı ve Yohan’a uzattı.

                “Üzgünüm evlat, zorunda olmasam istemezdim..”

                Yohan yaprağı eline aldığı gibi yine kilitlenmişti fakat odadaki herkes kilitlenmişti. Casca’nın kafasına silah dayanan adamın boğazını birisi sıkıyordu sanki silahını yere düşürdü ve boğulmamaya çalışıyordu. Kalınca bir ses duyulmaya başladı odada;

                “Kanıt mı istiyorsunuz? Alın size kanıt!”

                Casca onların ölmeye doğru gittiğini anladı ve hemen Yohan’dan yaprağı aldı. Anında ses kesilmiş ve odadakiler yere düşmüştü. Herkes şaşkınlık içindeydi. Casca ve Selim de olaya anlam verememişti. Kabul edilmeyeceklerini düşünmeye başladılar fakat o sırada karşılarındaki büyük kapı açıldı ve bir ses “İrreligioso’ya hoşgeldiniz, lütfen devam edin!” diyordu.

                “Casca.. bu da neydi böyle.. kitap ve Yohan birleşmemeli. Bu bu çok aşırı bir güç. Hele bir de eğitildikten sonrasını düşün. Belki başkaları da var Yohan gibi ve bunun dünyaya neler getireceğini bilemeyiz.”

                Casca o sırada karşı çıkamadı ama Selim ile aynı görüşte değildi. O bu gücü İrreligioso’yu yıkmak için kullanmak istiyordu. Kapıdan geçtiklerinde her şey değişmişti daha iyi bir karşılama vardı burada. Artık İrreligioso’dalardı. Artık tek başınalardı fakat Yohan dışında.

***

                08 Eylül 2011 * İzmir

                “Yohan.. o gördüğüm en tuhaf çocuklardan biriydi. Benle aynı özellikleri taşıyordu ama çok daha güçlüydü. Sanki.. sanki O’nu koruyan birileri var gibi. O kapıdan geçtik ve tüm hayatımız değişmişti. Hem orada hem Vicino’da kalmak çok zordu. Yine de her şeyi atlattık diyebilirim.. en azından bazılarımız..”

                “Aga bazen seni takip etmek çok zor oluyor hakikaten..”

                Bu sefer çoğu kişi kopmuştu hikayenin bağlantılarından fakat yine de dinliyorlardı Selim’i, zaten yapacak çok da işleri olduğu söylenemezdi.

                Selim eve geldiğinde Tarık’ın heyecanla kendisini beklediğini fark etti.

                “Baba.. emin değilim.. yani kesin konuşmamak lazım ama Bilal’i buldum galiba.”